29 Aralık 2014 Pazartesi

New Balance vs Karl Lagerfeld


New Balance Inc’in hikâyesi, 33 yaşındaki William J. Riley adındaki bir garsonun, 1906 yılında tüm gün ayakta çalışan insanların ağrılarını azaltacak taban desteği üretmeye karar vermesiyle başlamıştır. 1906 yılında Boston’da ayak tabanlığı üreten bir şirket olarak kurulmuştur. 1970’li yıllarda özel bir ayakkabı üreticisi ve önde gelen bir küresel spor ürünleri şirketi haline gelmiştir.












Almanya 'nın Hamburg şehrinde doğan, Paris’te yaşayan ve çalışan Karl Lagerfeld, gerçek adı Karl Otto Lagerfeldt, moda tasarımcısıdır. 1980'li yılların başlarında kendine ait parfüm ve giyim eşyası üreten markasını piyasaya sürmüştür. Chloe, Fendi ve Chanel ile çalışmıştır. 2004 yılında ise kendi markası KL’yi Tommy Hilfiger´e satmıştır

New Balance, ünlü tasarımcı Karl Lagerfeld’e tasarladığı spor ayakkabısının marka haklarına tecavüz ettiği gerekçesiyle dava açar.


Karl Lagerfeld’in tasarladığı spor ayakkabısında renk, tasarım ve markanın logosu olan baş harfinin kullanılması gibi benzerlikler sebebiyle,  fikri haklarının ihlal ettiğini iddia eder.

New Balance'ın basın sözcüsü Amy Dawn, New Balance olarak fikri mülkiyet haklarını korumak adına 3 Ocak 2014 tarihinde Karl Lagerfeld’e dava açtıklarını belirten bir açıklama yapar.

Şirketin 1970'den beri ayakkabılarını aynı logo ile ürettiğini ve Karl Lagerfeld'in koyduğu K logosu, tüketicilerde kafa karışıklığına neden olabileceğini, böyle bir şeye izin veremeyeceklerini belirterek davanın nedenlerini kısaca açıklar.


Karl Lagerfeld'in New Balance ile ortak bir çalışmaya imza attığı söylentileri, New Balance’ın tüketiciler nezdinde karışıklığıa yol açacağı iddiasını desteklediğini söyleyebiliriz.

Zaten davanın çıkış noktası da “Tüketicilerin Karl Lagerfeld’in tasarımını yanlışlıkla New Balance sanması veya iki markanın tasarım ortaklığına gittiğini düşünmesi” dayanağı üzerine kurgulandığıdır.

Tabi bu karışıklık; New Balance modellerinin 100 dolar, Karl Lagerfeld’in ürünlerinin ise 400 dolar etikete sahip olduğu dikkate alınınca, nasıl bir karışıklığa yol açacağı ve bu durumun New Balance’ın imajına nasıl zarar verebileceği de şimdilik soru işareti olarak karşımıza çıkıyor.


Bir tasarımın korunması için “yeni” ve “ayırt edici” özelliği olması gerekmektedir. “K” harfli bir ayakkabı için daha önce böyle bir ürün yapılmadı ise yenilik özelliği bulunduğunu söyleyebiliriz. Burada asıl dikkat edilmesi gereken nokta, sonradan oluşturulan çalışmanın “ayırt edicilik” özelliği kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesidir.

Aynı fontlarda yazılı harflerden oluşan ve birbirine benzeyen iki ayakkabı olduğu bir gerçek. Fakat ayırt edici özellik olarak değerlendirmeye alınmayan “renk”, “ebat” ve “malzeme” değişikliklerini değerlendirmeden çıkarttığımızda, bir spor ayakkabısı için değiştirebileceğimiz, çalışmaya ayırt edicilik kazandırabileceğimiz geriye çok az unsurumuz kalıyor. Hal böyle olunca birbirine benzeyen çalışmaların ortaya çıkması da gayet normal bir sonuç oluyor.

Bu iki ürünün kullanımı esnasında; yani halihazırda tüketiciler üzerindeyken bir değerlendirme yaparsak, karıştırılma ihtimalinin olduğunu söyleyebiliriz. Peki tek başına bu olasılık bizim ihlal var dememiz için yeterli mi?

New Balance’ın tanınmış bir marka olması, ikonik karakteri olan “N” harfinin bilinirlik düzeyinin yüksek olması ve iki ürün arasında 4 katı kadar olan fiyat farkının bulunması, karıştırılma ihtimalini azaltan nedenler oalrak sayabiliriz. 

Eğer bu davayı New Balance kazanırsa, bundan sonra ayakkabı üreticileri/tasarımcıları, ürünlerinin üzerine tek harf kullanırlarken iki kere düşüneceklerdir. Karl Lagerfeld kazanırsa ayırt edicilik sınırlarının belirlenmesi için emsal olarak kabul edilecek bir karar olabilir. Bunu göreceğiz…

Not: Hukuk; tasarımları oluşturulma aşamasında esinlenmeyi serbest bırakmış, takliti ise yasaklamıştır. Yargıtay, teknik bir zorunluluk içermeyen benzerliklerin taklit sayılabileceğini belirtmiştir. Bunun yanı sıra kendinden sonraki çalışmalara özgürlük bırakmayan bir tasarım, rekabeti yok eder ve tekelleşmeye neden olur. Burada fikri bir yaratıcılığın olduğu da şüphe götürür. Herkesin aynı şekilde tasarlamak zorunda olduğu bir tasarımda özgünlük olduğu iddia edilemez. (Dr. Cahit Suluk)

21 Aralık 2014 Pazar

Warner Bros vs Yavuz Ünal

Tweety; Warner Bros'un Looney Tunes ve Merrie Melodies serilerinde yer alan kanarya karakteridir.


Tweety, ilk kez Bob Clampett tarafından oluşturulmuştur. İlk görünümü, 1942 yılındaki A Tale of Two Kitties adlı kısa filmdedir. O zaman Tweety yavru bir kuştu ve adı Orson'du.

Sonradan Friz Freleng, Tweety'yi yeniden oluşturmuştur. O zamandan sonra Tweety, Freleng'in Sylvester'ı ile birlikte görünmeye başlamıştır.

Yavuz Ünal; İstanbul Zeytinburnu’nda tekstil atölyesi sahibidir.

Yavuz Ünal polisin sahte marka operasyonu sırasında, üzerinde ABD’li animasyon devi Warner Bros’un tescilli markası Twetty’nin resimleri bulunan taytlarla yakalanır. Üzerinde Tweety’nin resimleri bulunan 950 adet tayt vardır.

Hakkında tutanak tutulur ve ifadesinin ardından serbest bırakılır.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Yavuz Ünal’a marka hakkına tecavüz suçlamasıyla Bakırköy 1’inci Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açar.

Yavuz Ünal mahkemede verdiği ifadesinde, taytları Hüseyin isimli bir kişiden borçlarına karşılık aldığını, sahte olduğunu da bilmediğini iddia eder.  

Mahkeme Yavuz Ünal’a 1 yıl hapis cezası verir ve taytların imha edilmesini kararlaştırır. Ancak Ünal’ın cezası duruşmalardaki iyi hali nedeniyle cezası 10 aya indirilir.

Verilen cezada mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakır. Artık Yavuz Ünal 5 yıl içerisinde herhangi bir suç işlerse, bu davadan aldığı ceza yeni cezasına eklenecektir. 
Diğer tüm karakterlerinde olduğu gibi Tweety karakteri de Warner Bros adına Türkiye’de tecilli bir markadır.

556 sayılı KHK, Madde 61/A,

Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Marka koruması olan eşya veya ambalajı üzerine konulmuş marka koruması olduğunu belirten işareti yetkisi olmadan kaldıran kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Yetkisi olmadığı halde başkasına ait marka hakkı üzerinde satmak, devretmek, kiralamak veya rehnetmek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.
Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Üzerinde başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması halinde hakkında cezaya hükmolunmaz.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Burger King vs Burger Turk


Dünya genelinde 91 ülkede 13 bini aşkın restoranda hizmet veren Burger King ile ilk şubeleri 2010’da İzmir’de açılmaya başlayan ve sayıları 10’a yaklaşan Yalvaçlar Grup bünyesindeki Burger Turk (NFS Gıda Turizm A.Ş.) davalık olur.

Burger King avukatları, logo ve restoran konseptlerinin taklit edildiği iddiasıyla Temmuz 2010’da İzmir Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açar. Davalı tarafın kendi markalarının bilinirliğinden yararlanarak haksız kazanç elde ettiğini iddia eder. Mahkemeden tedbir kararı isteyen Burger King tarafı, tanınmış logo ve yazım stiline benzeyen kullanımları taşıyan tüm ürünler ile tanıtım materyallerinin kullanılmasının önlenmesi ve bu ürünlerin imhasını ister; ayrıca maddi ve manevi tazminat talebinde de bulunur.

Hazırlanan bilirkişi raporu sonrası mahkeme ihtiyati tedbir kararı verir. Kararla birlikte Burger Turk tabelalarının kullanımı yasaklanır.

Burger Turk tarafı bu karar sonrası, tabelada kısmı bir değişikliğe gider ve Burger Turk yazısının başına NFS ibaresi ekler. Restoran konseptinde ise önemli bir değişikliğe gitmez.


Burger Turk mahkemeye yaptığı savunmada ise, öncelikle davacı şirket merkezinin Amerika olduğuna işaret ederek mahkemenin yetkisiz olduğuna işaret eder. Şirketin bu değerlendirmesi mahkemece karşılık bulmaz.

Burger Turk tabelada kullandıkları renklerin Türk bayrağından alındığını, renklerin kimsenin tekelinde olmadığı vurgular. Savunmada “Türk Hamburgeri”, “Ottoman Burger” ibarelerinin kullanıldığı vurgulayarak, farklı bir konseptlerinin olduğuna işaret eder ve Burger King’in Amerika konseptine sahip olduğunu, kendilerinin ise Türk konseptine sahip oldukları vurgular.

Mahkemenin talep ettiği bilirkişi raporları ise Burger Turk aleyhine çıkar.

Mahkeme davayı 13 Şubat 2012’de karara bağlar. “NFS Burger Turk restoranları ile hem tanınmış Burger King logosu hem de restoran konseptlerine Burger King benzeme gayretinin olduğu, verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen, davalı kullanımlarına küçük eklemeler yaparak bunları aynen kullanmaya devam ettiği” yorumunda bulunur. Tüketicinin, Burger King ve NFS Burger Turk arasında bağlantı olduğu düşüncesine kapılabileceğine hükmeder. Aynı renk tabelanın kullanıldığını, logoların konumlandırılış biçiminin de benzer olduğuna, ayrıca benzer dekorasyonların kullanıldığına işaret eder. 

Mahkeme NFS Burger Turk’ü haksız bularak kullanılan marka ile tabela ve tanıtım araçları dahil, tüm materyallerin toplanıp imhasına karar verir.

Ayrıca davalı şirketin, Burger King’e 45 bin TL maddi, 10 bin TL de maddi tazminat ödenmesine karar verir.

Mahkemenin kararı NFS Burger Turk tarafından Yargıtay’a götürülür ve yerel mahkeme kararının bozulması istenir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını onayarak yapılan itirazları da reddeder.

Yargıtay’ın kararı sonrası son olarak NFS Burger Turk karar düzeltme başvurusu yapar. Karar düzeltme başvurusu da yine aynı daire tarafından reddedilir. Böylece karar kesinleşmiş olur.

Kararın kesinleşmesi ile birlikte mahkemenin öngördüğü tazminat tutarlarının tahsili için icra takibi başlatılır. Dava süreci devam ederken de Burger Turk şubelerinin bazıları ise kapatılmıştır.

Kaynak: Destek Patent

556 sayılı KHK, Madde 9: Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. İhlal durumlarında aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması.
c) İşareti taşıyan malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması.
d) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
e) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması.

7 Aralık 2014 Pazar

Hells Angels vs Young Jeezy

Hells Angels; 1948’de kurulan Hells Angels Motosiklet Kulübü; genellikle Harley-Davidson motosiklet kullanan üyeleri ile bilinen, Dünya'nın en büyük motosiklet kulübüdür.

 

Young Jeezy; Jay Jenkins, bilinen adıyla Young Jeezy, Amerikalı rapçi ve söz yazarı.


Hells Angels, HA, 81, HAMC kısaltmalarını ve eski başkan Frank Sadliek tarafından tasarlanan amblemi, Death Head (aşağıda) logosunu kullanmaktadır.














Hells Angels; Death Head logosunun benzer bir şekilde şapka, gömlek ve yelek başta olmak üzere, Young Jeezy tarafından oluşturulan çeşitli ürünlerde (8732 APPAREL, aşağıda) kullanmasına karşı, 2013 yılının sonlarına doğru dava açar.




Bu amblem Türkiye’de dâhil olmak üzere birçok ülkede HELLS ANGELS MOTORCYCLE CORPORATION adına tescillidir.

5 Şubat 2014 tarihinde, Kaliforniya Federal Mahkemesi, tarafların sorunu çözmek üzere bir araya gelmeleri ve anlaşmaları gerektiği yönünde kararını vermiştir.

Taraflar bir araya gelerek bu ihlal davasında bir anlaşmaya varmaya çalışacaklar.  


Yukarıdaki görseller için, bilgilenmiş kullanıcı gözü dediğimiz kullanıcılar nezdinde bir karıştırma söz konusu olmayabilir; fakat burada Young Jeezy’in tasarımı oluştururken seçenek özgürlüğünü kullanmadığını da söyleyebiliriz

Cevaplamamız gereken sorular;  
Genel izlenimde belirgin farklılıklar var mı?
Farklılıklar mı daha çok yoksa ortak özellikler mi?
Bilgilenmiş kullanıcı gözünün bu iki tasarım için, ürünü veya üreticiyi karıştırma ihtimali var mı?
Young Jeezy tasarımını oluştururken seçenek özgürlüğünü kullanmış mı?

ABD Adalet Bakanlığı tarafından organize bir suç örgütü olarak kabul edilen Hells Angels, konu fikri mülkiyet haklarına geldiği zaman hakları savunmak için mücadele etmektedir. Hells Angels daha öncesinde de benzer şekilde birçok dava açmıştır. 2006’da Walt Disney, 2010’da Zappos Retail, 2011’de Amazon, 2012’de ise MTV ve Toys R Us Inc.’e karşı davalar açmıştır. Günümüzde; üretim, verimlilik ve kalite anlamında bir çok firma birbirini yakalamış veya yakalayabilecek pozisyona gelmiştir. En azından bazı şartlar dahilinde, birbirlerini yakalama imkanları mevcuttur. Burada farklılığı oluşturan veya oluşturacak yegane unsur bilginin gücü yani fikri mülkiyet haklarıdır.

30 Kasım 2014 Pazar

Givenchy vs BCBG Max Azria

Givenchy; Hubert de Givenchy tarafından 1952’de kurulan giyim, aksesuar, parfüm ve kozmetik ürünleri bulunan bir Fransız markasıdır.

BCBG Max Azria; Fransız moda tasarımcısı Max Azria tarafından ABD Kaliforniya’da kurulan kadın hazır giyim markasıdır.

Givenchy, çanta severlerin özellikle ünlülerin arasında favori olan Nightingale isimli çanta modelinin satışını yapmaktadır.


Givenchy, kendi çanta tasarımları kopyaladığını iddaa ederek BCBG Max Azria’e karşı bir dava açar.

Benzer dikişlerin ve çizgilerin kullanıldığını ve bu çanta satışlardan BCBG Max Azria’nin 50 milyon dolardan fazla gelir elde ettiğini iddaa eder.

Givenchy bu iddaasını özellikle tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin üzerine kurar. Buna göre mevcut benzerlikten dolayı tüketiciler ürünleri karıştırabilir ve haksız rekabet söz konusu olabilir.

BCBG Max Azria ise Rembrandt modelinin Givenchy’nin çantası arasında birçok farklılığın olduğunu belirtir. Bunun yanı sıra BCBG Max Azria’nin üzerinde durduğu bir diğer nokta ise fiyatı 118 $ olan Rembrandt ile fiyatı 2175 $ olan Nightingale’in karıştırılma ihtimalinin olmadığıdır.

Tescilli olmayan tasarımların haksız rekabet açısından bir sorun olabilmesi için çalışmanın özgün olması ve ürünlerin/üreticilerin karıştırılma ihtimalinin olması gerekmektedir. Herkesin ürettiği, tasarladığı, alelade, kullanılan, özgün olmayan bir tasarımın birebir kullanılmasında ise aradaki benzerliklerin ve karıştırma ihtimalinin bir önemi olmayacaktır.  

Mahkeme ilk olarak tasarımın özgün bir tasarım olup olmadığını belirleyecektir. Sonrasında ise bilgilenmiş kullanıcı gözü dediğimiz kullanıcılar nezdinde bir karıştırma ihtimalinin oluşup oluşmayacağını değerlendirecektir.

·         Genel izlenimde belirgin farklılıklar var mı?
·         Farklılıklar mı daha çok yoksa ortak özellikler mi?
·         Bilgilenmiş kullanıcı gözünün bu iki tasarım için, ürünü veya üreticiyi karıştırma ihtimali var mı?
·         BCBG Max Azria tasarımını oluştururken seçenek özgürlüğünü kullanmış mı?

Tasarım ayırt edicilik kriterlerine göre küçük bir değerlendirme yaparak bu soruların cevaplarını, davaya konu olan aşağıdaki ürünler için cevaplayabilirsiniz.


Not: Genel izlenimdeki belirgin farklılık değerlendirmesi bilgilenmiş kullanıcı gözüyle yapılacaktır. Bilgilenmiş kullanıcı ne normal bir kullanıcıdır, ne de uzman bir kişidir. Bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu tasarımı kapsayan ürün hakkında bilgi sahibi olan ve daha önce o ürünü kullanmış, başka bir deyişle ürün hakkında deneyimi olan kişidir. (Dr. Cahit Suluk)

20 Kasım 2014 Perşembe

Modern Dog Design vs. Target Corporation- Disney - Jaya Apparel Group

Modern Dog Design; Modern Dog Design Co. 1987’de Seattle’da Robynne Raye and Michael Strassburger tarafından kurulan küçük bir tasarım stüdyosudur. Müşterileri arasında Seattle Aquarium, Swatch, Coca-Cola, K2 Snowboards, HarperCollins, Nordstrom, Blue Q, New York Times, Warner Bros. Records, and Shout! Factory gibi firmalar yer almaktadır.

Target Corporation; 1902’de kurulan, merkezi Minneapolis, Minnesota’da bulunan ABD'li perakende şirketidir. Şirket Walmart'ın ardından ABD'nin en büyük ikinci indirimli perakendecisidir.

Modern Dog, 20. yılında çalışmalarından oluşan bir kitap yayınlar. Bu kitabın iç kapağında da yine kendilerinin oluşturmuş oldukları çeşitli köpek çizimlerine yer verir.

Kitap 2008 yılında yayınlanır. 22 Şubat 2010 tarihinde de telif hakkı olarak ilgili kaydı gerçekleştirilir.


2011 yılında, Target Corporation, Disney’in Jaya Apparel Group’a ürettirmiş olduğu, aşağıda görmüş olduğunuz tişörtü satışa sunar. 


Modern Dog, Target ve Disney tarafından üretilen ve satışa sunulan bu tişörtte kendi çalışmasında yer alan bazı resimlerin kullanıldığını farkeder.

23 Eylül 2013 tarihinde;  Modern Dog Design Company; Target, Disney and Jaya Apparel Group’a karşı, kendisine ait olan toplam 136 çiziminden 27 çiziminin, satışa sunulan tişörtlerde yer aldığını ve haklarının ihlal edildiğine dair dava açar.


Dava masraflarını karşılamak için Modern Dog’un sahipleri Robynne Raye ve Michael Strassburger evlerini dahi satar. Bu davanın duyulması üzerine; bir çok benzer firma ve tasarımcı destek olmak için kampanya başlatır ve Modern Dog’un davasına bağış (27.000 $) toplayarak katkıda bulunurlar. 

Disney bu ürün için Jaya Apparel’e ilgili ücretini ödemiştir.

Fakat sorulması gereken asıl soru, çalışmanın gerçek hak sahibi Jaya Apparel midir? Oluşturulan çalışma taklit mi yoksa esinlenme mi?  


Son olarak Modern Dog’dan aldığımız bilgiye göre 31 aralık 2013 tarihi itibariyle taraflar anlaşma yoluna giderek davayı sonlandırmışlardır.

Not: Kural olarak ayırt edicilik değerlendirmesi yapılırken; ebat, renk ve malzemede yapılan değişiklikler, ayırt edici nitelik olarak değerlendirilmezler.

554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Tasarım Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller, Madde 48 - Aşağıda yazılı fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır.

Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icapta bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak;
Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir etmek,
Bu maddenin önceki a ila b bentlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,
Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten kaçınmak,
Gasp.

9 Kasım 2014 Pazar

Spanx vs Yummie Tummie







Sara Blakely tarafından 2000 yılında, Atlanta Georgia'da kurulan Spanx, Inc., kadınlar için çeşitli iç çamaşırları üretimi, 2010'dan itibaren de erkekler için çeşitli ürünlerin üretimini gerçekleştirmektedir. Özellikle tek parça streç giysi (bodysuit) ürünler üretmekte olup ince ve düzgün bir görünüm vermek amacı ile ürünlerini tasarlamaktadır.


Heather Thomson tarafından oluşturulan marka Spanx gibi vücüdü şekillendiren çeşitli ürünler (shapwear) üretmekte ve tasarlamaktadır. 2008 yılında kurulan şirket, özellikle Oprah Winfrey’in “en sevdiğim eşyalarımdan birisi” diyerek, Yummie’nin ürünlerinden birinin adını vermesi ile tanınan bir marka halini alır.

Forbes’in yazarlarından Clare O'Connor, 10 nisan 2013 tarihli yazısında, Yummie ve Spanx için modanın Apple ve Samsung’u tabiri kullanmıştır. Aralarındaki tasarım davalarından dolayı bu benzetmeyi yapması gayet yerindedir.

18 Ocak 2013 tarihinde Yummie Tummie, hak ihlalinin oluştuğunu öne sürerek Spanx’a ihtar niteliğinde bir mektup gönderir. Sahip olduğu tescilli tasarımları öne sürerek, özellikle Spanx’a ait Total Taming Tank, Top This Tank Style 1847 ve Top This Cami Style 1846 isimli modellerinin satışının durdurulmasını ister.


14 Şubat 2013 tarihinde ise Spanx bu mektuba cevap verir. Tescilli tasarımlar ile ihlale sebep olduğu öne sürülen kendi ürünleri arasındaki farkları açıklayarak detaylı bir mektup gönderir.

Sara Blakely ve Heather Thomson bu mektuplaşmanın sonrasında telefon ile de görüşürler. Fakat ikili yine anlaşamaz. Heather ihlanin gerçekleştiğini, Sara ise herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığını savunur.

5 Mart 2013 tarihinde, Spanx, Georgia’da, Yummie Tummie’ye karşı dava açar Bu dava Spanx’ın ürünlerinin, mevcut Yummie’nin tescilli tasarımları için herhangi bir ihlal oluşturmadığına dair tespit davasıdır. Böylelikle konuyu mahkemeye taşır. Ardından da bir açıklama yayınlar. Açıklama, “Spanx Yummie Tummie’den çok daha uzun süre önce bu ürünleri üretiyordu. Biz 2000 yılında başladık. Thomson 2008 yılında başladı ve en erken tescili 2009 tarihlidir” şeklindedir.

14 Mart 2013 tarihinde, davadan haberdar olan Heather Thomson, Sara Blakely’e aşağı görmüş olduğunuz mektubu gönderir. Yaşadığı hayal kırıklığından, tasarımlarının 5 yıl öncesinde kendisi tarafından oluşturulduğundan ve bunlar için 11 adet tescili olduğundan bahseder. Sonunda da “Biz yeneceğiz” şeklinde mektubunu bitirir.

2 Nisan 2013 tarihinde ise Heather Thomson da, New York Federal Mahkemesinde Spanx’a karşı ihlal davasını açar. Özellikle Spanx’ın 3 modelin, kendi tescillerini ihlal ettiğini ve satışının durdurulması gerektiğini, ilgili zararının da karşılanması gerektiğini belirtir.



Yukarıdaki iki ürüne baktığımız zaman, iki tasarımın benzer olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Mahkemenin burada öncelikle olarak hak sahibini tespit etmesi gerecektir. Gerçek hak sahipliğinin bulunması ve ilk olarak tasarımı oluşturan tarafın netleşmesinin ardından mahkeme ilgili kararını verecektir.

Mahkeme bu tespitlerin sonrasında nasıl bir karara varacak hep birlikte göreceğiz.

Fikri mülkiyet hakları ile ilgili kanunlar ülkeden ülkeye değşiklikler gösterebilmektedir, kanunlar ülkeseldir. Yine de genel olarak baktığımızda, hak sahipleri, özellikle tescili olan hak sahipleri, güçlü kanun maddeleri ile korunmaktadır. Türkiye’de ilgili kanuna göre, tasarımdan doğan hakları ihlal edilen tasarım hakkı sahibi, mahkemeden şu taleplerde bulunabilir;

a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini;
b) Tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi;
c) Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebi;
d) Tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen veya ithal edilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması talebi;
e) Mümkün olduğu takdirde bu maddenin (d) bendi uyarınca el konulan ürün ve araçlar üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması talebi; 
f) Tasarımdan doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle bu maddenin (d) bendine göre el konulan ürünlerin ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya tasarımdan doğan haklara tecavüzün önlenmesi için, kaçınılmaz ise, imhası talebi;
g) Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması taleplerinde bulunabilir.

2 Kasım 2014 Pazar

Dyson vs Vax

Dyson; 1993 yılında James Dyson tarafından kurulan İngiliz teknoloji şirketi; elektrikli süpürge, el kurutma makinesi, pervanesiz fanlar ve ısıtıcılar tasarlayıp üretmektedir. Ürünleri 50'den fazla ülkede satılmaktadır ve dünya çapında 3100 kişiye istihdam sağlamaktadır.

Vax; 1977 yılında Alan Brazier tarafından kurulan Vax UK Ltd; zemin bakım sektöründe elektrikli eşya ve temizlik ürünleri üreten bir firma olup, marka Hong Kong merkezli TechTronic Industries Co. Ltd grubunun bir parçasıdır.

1994 yılının aralık ayında, Dyson ikili siklon temizleyici tasarımına ilişkin bir İngiliz tasarım tescil başvurusunda bulunur ve tescil alır. İki aşamalı toz ayırma teknolojisine sahip elektrikli süpürge üretemini ön planda tutar, satışlarını bu şekilde gerçekleştirmeye başlar ve Vax rakiplerinden birisidir.

2009 yılına geldiğimizde ise Vax’da Dyson gibi, çok aşamalı siklon elektrikli süpürge satışını başlatır. Tasarımının ismi Mach Zen’dir.


Dyson daha önce Fransa'da, Vax’ın kardeş şirketi olan Dirt Devil’a karşı açmış olduğu benzer bir davayı kazanmıştır. İngiltere’de de, tescilli olan DC02 modelinin benzeri olduğunu iddaa ederek, Vax'ın Mach Zen modeli için dava açar.

Yüksek mahkeme; iki tasarım için, bilinçli bir kullanıcıda farklı izlenimler oluşturduğunu kabul ederek Dyson’ın iddiasının reddeder.

Dyson mevcut ürünlerin çok sayıda benzerlik içerdiğini savunarak bu karar için Temyiz Mahkemesine başvurur.

Temyiz Mahkemesi de Yüksek Mahkemenin verdiği kararı onayarak ihlal olmadığını teyit eder. Dyson’ın ürününün tescili bir tasarıma sahip olduğunu kabul eder, fakat bunun yanı sıra ürünlerin alıcı kitlesinin orta düzey bir tüketiciden daha dikkatli bir satın alım gerçekleştireceğini, bilinçli bir kullanıcının ürünlerden elde edeceği genel izlenimin farklı olacağını ve bu farklılığın da herhangi bir ihlal durumu oluşturmadığına karar verir.

İlave olarak da bu özelliklerde bir ürün üretmek için teknik zorunlulukların da olduğunu ve bu nedenle tasarımcının tasarım özgürlüğünün sınırlı olmasının da etkisi olduğunu belirtir.

Mahkemenin vermiş olduğu kararın ekinde yer alan ilgili ürünlerin görselleri aşağıdaki gibidir.


Bir tasarımın ayırt edici nitelik değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki ilkelerden yararlanılır. 

Genel izlenimde belirgin farklılık ilkesi
Bilgilenmiş kullanıcı gözü ilkesi
Farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi ilkesi
Tasarımcının tasarımı geliştirmede seçenek özgürlüğü ilkesi
Tasarınım uygulandığı ürün ya da alan ilkesi

29 Ekim 2014 Çarşamba

Rogers vs Koons

Art Rogers; profesyonel fotoğrafçı, 1985 yılında aşağıda görmüş olduğunuz siyah beyaz fotoğrafı çeker.


Puppies ismini verdiği bu fotoğrafı tebrik kartları, kartpostallar başta olmak üzere çeşitli malzemeler üzerinde kullanır.

Jeffrey "Jeff" Koons, Amerikalı heykeltıraş ve ressam. Paslanmaz çelikten ayna yüzeyli balon, hayvanlar gibi sıradan nesnelerin reprodüksiyonlarını üretmekle tanınır.

1988 yılında bir kartpostal üzerinde görmüş olduğu yukarıdaki resmi kullanarak String of Puppies isimli heykeli yapar. Yapmış olduğu heykellerden üçünü 367.000 $’a satar.

1989 yılında ise Rogers, Los Angeles Times’ın ön sayfasında Koons’un heykelini görür.


Rogers heykeller için Koons’a ve serginin yapıldığı Sonnabend Gallery’e dava açar.

Jeff Koons kullanımının dürüst olduğunu ve yapılan çalışmanın fotoğrafın bir parodisi iddia eder. Parodi; yani çalışmanın gülünç bir taklidinin yapılması, ABD Telif Hakkı Kanunu’a göre tanımlanmış ve yasal olan bir kavramdır.

Ancak mahkeme, Koons’un iddiasını ret ederek Rogers lehine karar verir

New York Bölge Mahkemesi, yapılan çalışmanın önemli derecede benzerlik içerdiğini, farklılıkların sadece köpeklerin burunları ve fotoğraftaki kişilerin baş kısımlarına eklenen birkaç çiçek olduğunu belirtir. Yapılan çalışmanın esinlenme olmadığı, çalışmanın Rogers’ın eserinin bir kopyası olduğu kararını verir. 

Jeff Koons dava sonunda Rogers ile parasal bir anlaşma yapmak zorunda kalmasının yanısıra; mahkemenin verdiği karara göre, ihlale sebiyet veren ürünler/araçlar ile elindeki dördüncü heykelin Amerika’dan Almanya’ya götürülmesi için gerekli masrafları da karşılamak zorunda kalır.

Üzerinden yaklaşık olarak 25 yıl geçmiş olan bu dava; telif hakları kanunun oluşturulması ve özellikle de eser sahiplerinin korunması adına emsal oluşturmuş bir vakadır.

Türk Hukuku’nda sanat eserlerinin ve fotoğrafın telif haklarına ilişkin mevzuat 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’dur. Fotoğraf, bu kanuna göre “güzel sanat eseri” olarak kabul edilmiştir. Güzel sanat eserlerinin bir şekilden diğer şekillere sokulması halinde bu eser, “işlenme ve derleme eser” olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede çektiğimiz fotoğrafların belirli ölçütlere uyması koşuluyla güzel sanat eseri sayılması yasa gereğidir.